Bir adam, yalnız başına uyandıktan sonra ilkel bilgisayarlarla sınırlı bir toplumda tuzağa düşer ve hayatta kalmak için çetin bir mücadeleye girişir. Bu ortamda, eğlence yeteneği onun en değerli varlığı haline gelir. İnsanların iletişim kurduğu ve haberleştiği tek araç olan bu basit ve eski teknolojiye sahip bilgisayarlar, toplumun sosyal dinamiklerini ve etkileşim biçimlerini şekillendirir. Baş karakterimizin hayatta kalabilmesi ve ilerleyebilmesi, diğer insanları etkileme ve onlara eğlence sunma becerisine bağlıdır. Sinema tarihinde bir ilke imza atan bu film, tamamen sabit bir kamera açısıyla çekilmiştir. Kamera, hiçbir zaman yerini değiştirmeden, hikaye boyunca izleyiciye farklı bir perspektif sunar ve daha önce deneyimlenmemiş bir sinema deneyimi yaratır. Bu durum, ilkel teknolojinin varlığına rağmen sanatın ve yaratıcılığın nasıl gelişip çeşitlendiğini gözler önüne serer.