2023 Yılının En Sevilen Türk Filmleri

Ayşe, zengin bir ailenin modern ve dindar kızı olarak üniversitede sinema eğitimi almaktadır. Çocukluğundan beri diyabet hastalığıyla mücadele eden Ayşe, ailesi tarafından titizlikle büyütülmüştür. Üniversite hayatında Ayşe’ye ilgi duyan iki genç, Cenk ve Fatih, onunla tanışmak için Ayşe’nin arkadaşı Melis’in aracılığına başvururlar. Cenk, Fatih’ten önce davranarak, otoparkta küçük bir kaza düzenleyerek Ayşe ile tanışma fırsatı yaratır. Neşeli, yaramaz ve aynı zamanda varlıklı olan Cenk, Ayşe’ye mesafeli ve nazik bir tavır sergileyerek onun dikkatini çekmeyi başarır. Her ne kadar Ayşe ve Cenk arasında bir çekim oluşmuş olsa da, aslında yaşam tarzları oldukça farklıdır. Ayşe’nin ailesi dindar ve muhafazakâr bir yapıya sahipken, Cenk’in ailesi eğlence, alkol ve kumar tutkusuyla tanınmaktadır.

Sadik, avukatlık kariyerini geride bırakarak özel dedektiflik mesleğine adım atan bir adamdır. Başlangıçta, daha sakin ve düzenli bir yaşam sürmeyi arzulayan Sadik'in hayatı, bir gün karşılaştığı karmaşık bir dava ile tamamen değişir. Davanın derinliklerine daldıkça, Sadik'in basit ve sıradan gördüğü yaşamının aslında ne denli karmaşık ve belirsiz olduğunu keşfeder. Her geçen gün, hem mesleki yeteneklerini hem de kişisel sınırlarını zorlayan bu dava, onu hem fiziksel hem de ruhsal açıdan büyük bir teste tabi tutar. Eski düzeninin yanı sıra, yeni karşılaştığı zorluklar, Sadik'in hem iş hem de özel yaşamında köklü değişimlere neden olur. Bu süreçte, hayatındaki her şeyin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini fark eder. Sadik, avukatlık mesleğini geride bırakıp özel dedektif olarak yeni bir yola çıkmıştır. Başlangıçta, daha huzurlu ve düzenli bir yaşam sürmeyi hedefleyen Sadik'in hayatı, bir gün aldığı karmaşık bir davayla köklü bir değişim geçirir. Davanın derinliklerine indikçe, Sadik'in basit gördüğü hayatının aslında ne kadar karmaşık ve öngörülemez olduğunu fark eder. Her geçen gün, hem mesleki becerilerini hem de kişisel sınırlarını zorlayan bu dava, onu hem fiziksel hem de ruhsal olarak sınar. Eski düzeninin yanı sıra, yeni karşılaştığı zorluklar, Sadik'in hem iş hem de özel yaşamında büyük değişimlere yol açar. Bu süreçte, hayatındaki her şeyin yeniden şekillenmesi gerektiğini anlar.

Muhammed, iş dünyasında elde ettiği sermaye ile insan ve toplumsal değerler üzerine bağımsız filmler üreten bir yönetmendir. Ancak, film hazırlık ve çekim süreçlerinde ekibin neden olduğu sorunlar ve düzensizlikler, Muhammed'i oldukça yıpratmaktadır. Ekibin çoğu üyesi, kültürel ve sosyal yozlaşmanın etkisi altında kalmış durumda ve birçok kişinin depresif yaşam tarzı, Muhammed'in motivasyonunu olumsuz yönde etkilemektedir. Senarist, panik atak ve alkol bağımlılığı ile mücadele ederken, prodüksiyon ekibi sürekli hatalar yapmakta ve ihmalkar davranmaktadır. Oyuncular sık sık yasal sorunlarla karşılaşırken, bir çalışan diğerine tacizde bulunur. Hiç kimse Muhammed'in çalışma azmine ayak uyduramaz. Çekimlerin ilerlemesi sırasında, Muhammed bir süreliğine seti terk eder ve arabasıyla yola çıkar.

1985 yazında, İstanbul’un sıcak ve dinamik atmosferinde Hakan ve Gaye, tatil öncesinde arkadaşları Selen’e geri vermek istedikleri müzik kasetini teslim etmek için bir plan yaparlar. Selen, birkaç hafta önce onlara bu kaseti ödünç vermiştir ve ikili, tatil öncesi bu borcu kapatmayı arzu eder. Ancak, kaseti teslim etme süreci beklenmedik bir şekilde karmaşık hale gelir. İstanbul’un karmaşık sokaklarında kaybolan Hakan ve Gaye, trafik sıkışıklıklarıyla boğuşmak zorunda kalırlar ve bir dizi talihsizlikle karşılaşırlar. Bu zorluklar, hem Selen ile olan dostluklarını sorgulamalarına hem de İstanbul’un canlı ve renkli atmosferini daha yakından tanımalarına olanak tanır. Yaşadıkları aksilikler, ikilinin birbirlerine olan bağlılıklarını güçlendirirken, aynı zamanda şehrin sunduğu farklı deneyimlerin tadını çıkarmalarına da vesile olur. İstanbul’un sokaklarında kaybolmak, onlara sadece kaseti teslim etme görevini değil, aynı zamanda dostluklarının derinliklerini keşfetme fırsatını da sunar.

Samet, genç bir sanat öğretmeni olarak Anadolu'nun uzak ve izole bir köyünde zorunlu hizmetinin dördüncü yılını tamamlamak üzere. Bu süre zarfında, köyde geçirdiği zamanın zorlukları ve yalnızlık, onu umutsuzluk ve karamsarlık duygularına sürüklemiştir. Hayatı monoton bir hale gelmiş, köydeki insanlarla olan ilişkileri de yüzeysel kalmıştır. Bu kasvetli ortamdan kurtulma ve daha anlamlı bir yaşam kurma arzusuyla günlerini geçirirken, beklenmedik bir olay gerçekleşir. Nuray adında, kendisi gibi bir öğretmen olan bir kadınla tanışır. Nuray'ın köydeki varlığı, Samet’in hayatında yeni bir dönemin başlangıcını müjdeleyebilir. Nuray'ın enerjik ve iyimser tavırları, Samet'in karamsar düşüncelerine bir ışık tutma potansiyeline sahiptir. Onun gelişi, Samet’in içsel dünyasında bir değişim yaratabilir ve köydeki yaşamına yeni bir soluk getirebilir. Nuray ile olan etkileşimleri, Samet’in yalnızlık hissini hafifletebilir ve ona umut aşılayabilir. Bu yeni tanışıklık, Samet’in hayatında beklenmedik bir dönüşümün habercisi olabilir.

Evliliklerinde ciddi sıkıntılar yaşayan Ferhat, ilişkilerini onarmak amacıyla eşi Aslı'yı çift terapisi sunan bir otele götürmeye karar verir. Bu otelde, çeşitli etkinlikler ve oyunlar aracılığıyla diğer çiftlerle rekabet ederler. Zamanla, bu oyunlar ve aktiviteler sayesinde ikili, aralarındaki gerginlikleri ve anlaşmazlıkları bir kenara bırakarak yeniden birbirlerine yakınlaşmaya başlar. Otelde geçirdikleri her an, ilişkilerindeki sorunları unutmalarına ve birlikte olmanın değerini yeniden keşfetmelerine yardımcı olur. Ferhat ve Aslı, bu beklenmedik rekabet ve terapi sürecinde aşklarının gücünü yeniden keşfederler. Evliliklerini kurtarmak için yeni bir umut bulurlar. Bu süreç, onlara sadece birbirlerini daha iyi anlamalarını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda ilişkilerinin derinliklerine inerek, geçmişteki güzel anıları hatırlamalarına da olanak tanır.

Bu hikaye, iki kardeşin hayatlarının geri dönüşü olmayan bir biçimde değişmesine yol açan dramatik bir olayı anlatıyor. Kardeşler, maddi zorluklar nedeniyle borçlandıkları tefeciden kurtulmak amacıyla, amcalarından aldıkları parayı kullanmayı düşünürler. Ancak, bu paranın sahte olduğunu anladıklarında, her şey hızla karmaşık bir duruma dönüşür. Sahte paranın tespit edilmesi, tefecinin öfkesini kabartır ve kardeşlerin büyük bir tehlikeyle yüzleşmesine neden olur. Bu beklenmedik kriz, kardeşlerin sadece finansal değil, aynı zamanda kişisel ve duygusal olarak da büyük bir sınavdan geçmelerine sebep olur. Kısa bir süre içinde karşılaştıkları tehlikeler ve zorluklar, hem aralarındaki bağı hem de gelecekteki yaşamlarını derinden etkiler. Kardeşler, bu süreçte birbirlerine destek olmanın yanı sıra, kendi içsel çatışmalarıyla da yüzleşmek zorunda kalırlar. Her bir karar, onları daha da derin bir belirsizliğe sürüklerken, aynı zamanda kardeşlik bağlarını da test eder. Bu olaylar silsilesi, onların hayatında kalıcı izler bırakacak ve her ikisinin de karakterlerini şekillendirecektir.

Bahar, kendi işini kurma hayalleri ve idealleri doğrultusunda çeşitli alanlarda eğitim almış bir genç kadındır. Bir gün, tesadüfen Kadir ile karşılaşır. Kadir, evli ve bir kız çocuğu babasıdır; ancak sıradan bir birey değildir. Yüksek ikna yeteneğine sahip olan Kadir, antisosyal kişilik bozukluğu taşımaktadır. Bahar, Kadir’in etkileyici ve çekici tavırlarına kapılarak onun büyüsüne kapılır. Kadir’in karanlık yönlerini ve manipülatif doğasını fark edemeyen Bahar, onunla geçirdiği zamanla adeta büyülenir ve sonunda birlikte yaşamayı kabul eder. Kadir’in tehlikeli cazibesiyle sürüklendiği bu yeni yaşam, Bahar’ı derin bir duygusal ve psikolojik çıkmaza sürükler.

"İtiraf" adlı film, gerçek olaylardan ilham alarak FETÖ mensubu bireylerin yargılama ve tutuklanma süreçlerini derinlemesine ele alıyor. Türkiye'nin yakın tarihindeki karmaşık ve çalkantılı dönemlere dair kapsamlı bir perspektif sunan bu etkileyici yapım, hem toplumsal hem de bireysel düzeyde yaşanan çatışmaları detaylı bir şekilde inceliyor. Film, örgüt üyelerinin itiraflarını, mahkeme süreçlerini ve cezaevindeki yaşam koşullarını titizlikle işleyerek izleyiciyi bu olayların içine çekiyor. Özellikle bireylerin içsel çatışmaları, ihanetleri ve kişisel hesaplaşmaları, filmi sadece bir yargılama süreci anlatımının ötesine taşıyor. Bu yapım, izleyicilere hem tarihsel hem de duygusal açıdan derin bir deneyim sunmayı hedefliyor.

"Beni Sev," iki kadın ve bir adam arasında gelişen karmaşık bir aşk üçgenini derinlemesine ele alıyor. Cansu Tosun’un canlandırdığı Yasemin, kasabanın neşeli ve enerjik bir turist rehberidir. Dinamik yapısı ve hayata karşı olumlu tutumuyla tanınan Yasemin, kasabanın renkli karakterlerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Ancak Yasemin’in huzurlu yaşamı, kasabaya yeni gelen Emre ile tanışmasıyla sarsılır. Tolga Güleç’in canlandırdığı Emre, İstanbul doğumlu olup, babasının vefatından sonra kendini bu küçük kasabada bulmuş, yalnız bir adamdır. Emre, burada yeni bir başlangıç yapma ve hayatını yeniden şekillendirme umuduyla doludur. Yasemin ve Emre’nin karşılaşması, her ikisinin hayatında önemli bir dönüm noktası haline gelir.