Akıllardan Silinmeyen Türk Korku Filmleri

Miraç adındaki genç adam, gerçek bir hikâyeden esinlenerek oluşturulmuş bir filmde, dini görevlerini yerine getirmeye çabalayarak yaşamını sürdürmektedir. Küçük yaşta babasını kaybeden Miraç, hayatına babaannesi Döne ile birlikte devam etmektedir. Ancak Döne, oldukça kötü niyetli büyüler yapma eğilimindedir ve bu büyülerin gerçekleşmesi için Ummar adında cinlerden yardım almaktadır. Miraç, babaannesinin bu karanlık işlerinden rahatsızlık duyduğu için ondan ayrılmaya karar verir ve İstanbul'a yerleşir. İstanbul'da yeni bir hayata adım atan Miraç, burada Esma adında bir kızın, bir büyü nedeniyle yanına gelmesiyle birlikte, Miraç ve Ummar adlı cin arasında bir çatışma başlar. Bu durum, Miraç'ın hem kendi inançlarıyla hem de babaannesinin karanlık geçmişiyle yüzleşmesine neden olur. Esma'nın gelişi, Miraç'ın hayatında beklenmedik değişimlere yol açarken, aynı zamanda Ummar cinleriyle olan mücadelesini de derinleştirir.

Amerika'da intihar vakaları ardı ardına meydana gelmeye devam etmektedir. Bu trajik olayların her biri, son derece acı verici yöntemlerle gerçekleştirilmektedir. Benzer bir durum Türkiye'de de yaşanmış ve İzmir'de Tarık adında bir genç, son derece korkunç bir şekilde intihar etmiştir. Tarık'ın ölümünün ardından, arkadaşları Cem, Sema ve Hande, polis tarafından sorgulanmak üzere çağrılmıştır. Tarık, ölümünden önce internet bağımlılığına kapılmıştı ve bu süreçte arkadaşlarına birçok e-posta göndermişti. Ancak dikkat çekici bir durum söz konusudur; Tarık'ın ölümünden sonra bile e-postalar gelmeye devam etmiştir. Bu durum, hem arkadaşları hem de yetkililer için büyük bir merak ve endişe kaynağı olmuştur.

Dabba, ilk filmde olduğu gibi, interneti kullanarak tüm evrene yayılmayı hedefliyor. Kıyametin habercisi olarak görülen Dabbe, teknolojiyi de kullanarak cinler ve bilinmeyen varlıkların dünyaya gelmesine zemin hazırlıyor. Bu doğaüstü varlıklar, bu sefer yanlarına Duhan'ı da alarak insanlığın sonunu getirmeye kararlıdır. Dünyada son normal saatlerini geçiren bir grup insan, bu doğaüstü güçlerin karşılarına çıkacağına dair en ufak bir fikre sahip değildir. Ancak, bu gerçeği acı bir şekilde öğrenmeleri çok yakındır. Dabbe'nin hikayesi, insanları tehdit eden varlıkların internet aracılığıyla nasıl yayıldığını ve bu durumun sonuçlarını ele alıyor. Kıyametin eşiğinde olan dünya, bu doğaüstü güçlerin etkisiyle daha da karanlık bir hale geliyor. İnsanlar, yaşadıkları sıradan hayatın son demlerini yaşarken, karşılarında belirecek olan tehlikenin farkında değillerdir. Ancak, bu durumun değişmesi ve gerçeklerin ortaya çıkması an meselesidir.

Ankara'da yaşayan Ceyda, her anne gibi eşi Sinan ve kızları Burcu ile ilgilenerek hayatını sürdürmektedir. Ancak, Sinan ve Burcu'ya dünya dışı bir varlığın musallat olması, Ceyda'nın yaşamını alt üst eder. Bu cin, bedeni olmayan bir varlık olarak ailenin peşini bırakmaz ve neden onlara musallat olduğu bilinmemektedir. Aile, yaşadıkları bu tuhaf olaylar karşısında GATA Tıp'a başvurmaya karar verir ve evlerine bir güvenlik kamerası sistemi kurdurur. Ailenin psikolojik sorunlar yaşadığına dair şüpheler olsa da, gizli kameralar sayesinde ailenin yaşadığı olayların gerçek olduğu ortaya çıkacaktır.

Öznur, genç ve güzel bir kadın olarak dikkat çekmektedir. Ancak, kalbinde taşıdığı derin bir sevda ile başa çıkmakta zorlanmaktadır. Bu sevda, onun için oldukça karmaşık bir hal almıştır; zira sevdalı olduğu kişi, kuzeni Kudret'tir. Çocukluk yıllarından beri Kudret'e karşı beslediği hisler, zamanla daha da güçlenmiştir. Öznur, Kudret ile bir ilişki kurma arzusuyla dolup taşarken, onu ikna etme çabalarına girişir ve sonunda bu hedefini gerçekleştirir. Fakat, Kudret'in evli olması, ilişkilerinin önünde büyük bir engel teşkil etmektedir. Kudret, bir süre sonra bu durumu sonlandırma kararı alır. Öznur, Kudret'in bu kararına itiraz eder ve onu sonsuza dek yanında tutabilmek için çareler aramaya başlar. Bu çarelerden biri, Kudret'in eşi Nisa'ya karşı bir büyü yaptırmaktır. Öznur'un amacı, Nisa'nın cinlerin etkisi altına girmesini sağlamaktır. Bu büyü, Nisa'nın ruhunu ele geçirerek onu tehlikeli bir hale getirmeyi hedeflemektedir. Artık Nisa, çevresindekiler için bir tehdit unsuru haline gelmiştir.

Hicran ve Adnan, mutlu bir evlilik sürdüren ve 2 yaşında bir çocukları olan bir çifttir. Ancak, çocuklarının bir kaza sonucu aniden hayatını kaybetmesiyle birlikte, hayatları altüst olur. Bu acı kayıptan sonra, Hicran ve Adnan, adeta birbirlerinden uzaklaşarak, aynı evde iki yabancı gibi yaşamaya başlarlar. Hicran, bu trajedinin ardından kendisinde paranormal olaylar yaşamaya başladığını fark eder ve bu durumu anlamak için bir hocaya danışmaya karar verir. Hicran, hocasıyla yaptığı görüşmede, kendisine "41 Dikiş" adı verilen bir büyü yapıldığını öğrenir. Bu durum, Hicran’ın kafasında birçok soru işareti oluşturur. Hemen bu büyüyü kimin ve hangi amaçla yaptığını öğrenmek için harekete geçmelidir. Hicran, bu gizemi çözmek ve hayatındaki karanlık noktaları aydınlatmak için elinden geleni yapmaya kararlıdır.

Bir şehirde, küçük bir suç çetesi büyük bir soygun gerçekleştirir. Soygunun ardından, çete polisle bir çatışmaya girer. Bu çatışma sırasında, polisten kaçmak isteyen çete üyeleri, önlerine çıkan bir köşke sığınmaya karar verir. Bu köşk, polisten gizlenmek ve izlerini kaybettirmek için oldukça elverişli bir yerdir; çünkü köşkün bulunduğu alan oldukça tenha ve köşk, tamamen terkedilmiş bir görünüm sergilemektedir. Ancak, bu köşke sığınan çetenin başına geleceklerden habersizdirler. Sığındıkları bu köşkte yalnız olmadıklarını çok geç anlayacaklardır. Zira, doğaüstü güçler de onlarla birlikte bulunmaktadır. Çetenin, bu terkedilmiş köşkte geçireceği zaman, beklenmedik olaylarla dolu olacaktır.

İnsan doğası gereği, beynin işleyişi göz önüne alındığında, iki yaşından önce yaşananları hatırlama yeteneği bulunmamaktadır. Hiçbir birey, iki yaşından önceki dönemine dair anılara sahip olamaz. Elif adındaki bir öğretmenin ise hatırlaması gereken dönem tam da bu yaş aralığıdır; çünkü zihninde karanlıkta kalan bu döneme ait anılar, şu anda karşılaştığı sorunların kökenini barındırmaktadır. Elif, bu musallatın nedenini öğrenmek için kara büyülere başvurmayı düşünecektir, ancak bu, asla yapmaması gereken büyük bir hata olacaktır. Yanlış zamanlama ve yanlış hareket, ona bir lanet bedeli ödetebilir. Elif, geçmişte yaşadığı olayların izlerini bulmak için karanlık yollara sapmayı planlarken, aslında kendisini daha da derin bir belanın içine atmakta olduğunu fark etmemektedir. İki yaşından önceki anıların kaybolmuş olması, onun için bir engel değil, bir merak kaynağı haline gelmiştir. Ancak bu merak, onu tehlikeli bir yola sürükleyecek ve sonuçları ağır olacaktır. Kara büyüye başvurması, geçmişteki karanlık anıların peşinde koşarken, onu bekleyen tehlikeleri göz ardı etmesine neden olmaktadır. Sonuç olarak, Elif’in bu karanlık yolculuğu, geçmişin izlerini ararken kendisini bir lanetin kollarına bırakmasına yol açacaktır. Zihnindeki belirsizlikleri çözmek için girdiği bu tehlikeli yol, onu beklenmedik sonuçlarla karşı karşıya getirecektir. Unutulmaması gereken bir gerçek vardır ki, geçmişin karanlık sırlarıyla oynamak, her zaman istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Elif, bu süreçte kendisini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacak ve belki de asla geri dönülemeyecek bir yola girecektir.

Selin ve Onur, mutlu bir evlilik sürdüren bir çifttir. Küçük kızları Merve ile birlikte kısa bir süre önce yeni bir eve taşınmışlardır. Yeni evlerinde her şeyin yolunda gittiğini düşünürken, Merve'de fark ettikleri tuhaf durumlar, Selin ve Onur'u endişelendirmeye başlar. Merve'nin vücudunda beliren gizemli morluklar, çiftin kafasında soru işaretleri oluşturur. Hem Selin hem de Onur, bu durumu araştırmak için bakıcılardan şüphelenmeye başlarlar ve olayın gerçek yüzünü öğrenmek amacıyla eve gizli bir güvenlik kamerası yerleştirmeye karar verirler. Güvenlik kamerası ile evi izlemeye başlayan Selin ve Onur, beklemedikleri bir gerçekle yüzleşmek zorunda kalacaklardır. Bu süreçte, Merve'nin başına gelenlerin ardındaki sır perdesi aralanırken, çiftin hayatı tamamen değişecektir.

Suat ve Nurcan, derin bir sevgiyle birbirine bağlı olan bir çifttir. Küçük bir köyde yaşayan bu ikili, sade ve tekdüze bir yaşam sürmektedir. Bu yaşam tarzı, onların huzurlu ve mutlu bir hayat geçirmelerini sağlamaktadır. Çevrelerindeki insanlar, bu aşk hikayesini hayranlıkla izlerken, herkes onların evlenip mutlu bir sona ulaşmalarını beklemektedir. Ancak, Suat ve Nurcan'ın huzurlu dünyası, doğaüstü varlıkların ortaya çıkmasıyla bir kabusa dönüşecektir. Suat ve Nurcan'ın sakin ve düzenli hayatı, paranormal olayların etkisiyle korkutucu bir hale gelir. Bu beklenmedik durum, çiftin yaşamını altüst ederken, aşklarının sınırlarını da zorlamaya başlayacaktır. Artık her şey, karanlık bir gölgenin üzerlerine çökmesiyle değişir ve bu durum, onların mutluluğunu tehdit eden bir tehlike haline gelir.