Efsaneleşen Suikastçı Filmleri

Bir gün, denizin ortasında seyir halinde olan bir balıkçı teknesi, suların üzerinde neredeyse boğulmak üzere olan bir adamla karşılaşır. Bu adamı tekneye almayı başardıklarında, ona yardım etmeye çalışsalar da, boğulma tehlikesi geçiren bu kişi, ne oraya nasıl geldiğini ne de kim olduğunu bir türlü hatırlayamaz. Bu durum, adamın kimliğini araştırmaya başlamasına yol açar. Zamanla, bu adamın birçok insanın sahip olamayacağı olağanüstü yeteneklere sahip olduğunu keşfeder. Birden fazla dili akıcı bir şekilde konuşabilen ve çeşitli dövüş sanatlarında ustalaşmış olan bu kişi, kim olduğunu bulma çabası içinde kendisini tehlikeli bir durumun içinde bulur. Hayatının tehdit altında olduğunu fark ettiğinde, geçmişine dair sırları çözmek için daha da kararlı hale gelir.

Kısa bir süre önce Nazi Almanyası tarafından işgal edilen Fransa'nın bir köyünde yaşayan genç bir kız olan Shosanna Dreyfus, Nazi albayı Hans Landa'nın ailesinin acımasızca katledilmesine tanıklık etmiştir. Ancak, kendi hayatını kurtarmayı başaran Shosanna, evini terk ederek Paris'e yerleşmiş ve burada kendi sinema salonunu açma fırsatı bulmuştur. Bu süreçte, Avrupa'nın başka bir köşesinde, Aldo Raine adında bir Teğmen, Yahudi askerlerden oluşan sıra dışı bir ekip kurarak Nazileri avlamaya başlamıştır. Teğmen ile Shosanna'nın yolları, ortak bir hedef doğrultusunda kesişecektir.

Kısa bir süre içinde başına geleceklerden habersiz olan Llewelyn Moss, bir gün kendisini şanslı hissedeceği bir durumla karşılaşır. Ancak bu durum, kısa bir zaman sonra ona büyük bir pişmanlık getirecektir. Bir dizi anlaşmazlığın ardından, tam iki milyon dolarlık nakit para ve uyuşturucu çetelerinin geride bıraktığı sayısız cesetle karşılaşan Moss, hiçbir şey olmamış gibi bu parayı alıp kaçmayı planlamaktadır. Fakat bu iki milyon doların peşinde, onu elde etmek için karşısına çıkan herkesi acımasızca öldürecek olan Anton Chigurh adında bir seri katil bulunmaktadır. Moss'un bulduğu bu para, onun hayatını köklü bir şekilde değiştirecek bir fırsat gibi görünse de, aslında onu tehlikeli bir oyunun içine sürüklemektedir. İki milyon doları almak için yaptığı plan, onu beklenmedik bir şekilde ölümcül bir kovalamacanın ortasına itecektir. Chigurh, paranın peşinde olan tek kişi değildir; ancak onun acımasızlığı ve kararlılığı, Moss'un hayatını tehdit eden en büyük tehlike haline gelecektir. Moss, bu parayı alarak hayatını değiştirmeyi umarken, aslında kendisini bir avın içinde bulur. Chigurh'un karanlık ve soğukkanlı doğası, Moss'un her adımını takip etmesine neden olur. İkisi arasında başlayan bu ölümcül kovalamaca, Moss'un hayatının en büyük hatasını yapmasına ve sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalmasına yol açacaktır.

İki özel ajan olan Thomas Barnes ve Kent Taylor’ın görevi, dünya genelinde terörle mücadelenin kritik bir aşamasında Başkan Ashton’u korumaktır. Ancak, Başkan Ashton’un İspanya’ya yaptığı bir ziyaret sırasında suikaste uğramasıyla her şey altüst olur ve bu iki ajan kendilerini beklenmedik olayların ortasında bulur. Suikastçinin kimliğini ortaya çıkarmak için görgü tanıklarını sorgulamaya başlayan Barnes ve Taylor, kalabalık içinde bulunan insanlarla görüşürken, bu bölgede görüntü alan birkaç kişinin yardımını talep eder. Olayların gelişimini yavaş yavaş kavramaya başlayan Barnes ve Taylor, suikastin ardında yatan çarpıcı bir gerçeği keşfedeceklerdir. Sorgulamalar ve araştırmalar ilerledikçe, durumun düşündüklerinden çok daha karmaşık olduğunu fark ederler. Bu süreçte, her adımda daha fazla sır ve tehlikeyle karşılaşacaklardır.

Nazi Almanyası'nın bir albayı olan Baron Claus Graf Schenk von Stauffenberg, ülkesinin uluslararası görevlerinde birçok kez yer almıştır. Bu görevlerden birinde gözünü kaybeden Stauffenberg, vatanı için böyle fedakarlıklar yapmaktan asla çekinmemiştir. Ancak, onun en büyük arzusu, o dönemin Almanya lideri olan Hitler'in ideolojilerine karşı durmaktır. Bu nedenle, Hitler'e suikast düzenlemeyi planlayan bir grup insanla bir araya gelmiştir. 20 Temmuz 1944 tarihi geldiğinde, Stauffenberg, bu suikast planını hayata geçirmek için harekete geçecektir.

İki genç aşık olan Honey Bunny ve Pumpkin, hayatlarına biraz heyecan katmak amacıyla zaman zaman küçük hırsızlıklar yapmaktadırlar. Diğer yandan, tecrübeli gangsterler Vincent Vega ve Jules, patronlarına borçlarını ödemeyen birkaç dolandırıcı gencin peşine düşmüştür. Bu esnada, Vincent’ın patronu ona, güzel eşine göz kulak olma görevini verecektir. Ancak, Vincent, beklenmedik bir şekilde intihar etmeye karar verir. Aynı zamanda, kendisine şike yapması önerilen bir boksör, bu teklifi geri çevirerek arkasına bile bakmadan şehirden uzaklaşır. Bu sıradışı karakterlerin birbirleriyle hiçbir bağlantısı yok gibi görünse de, kısa bir süre sonra yollarının kesişmesi kaçınılmaz olacaktır.

Günün birinde FBI Başkan Yardımcısı olan Carter Prestn, yeraltı suç dünyasında tanınan Declan Mulqueen adındaki bir İrlandalı ile Rus istihbarat ajanı Valentina Koslova arasında beklenmedik bir işbirliği kurmuştur. Bu üçlünün ortak hedefi, kendisine "Çakal" diyen son derece tehlikeli bir teröristin izini sürmektir. Başlangıçta, aralarındaki iletişimde ciddi sorunlar yaşayan bu grup, zamanla Çakal’ı yakalamak için birbirlerine güvenmekten başka bir seçeneklerinin olmadığını anlayacaktır. İlk başlarda, Carter, Declan ve Valentina'nın farklı geçmişleri ve motivasyonları nedeniyle aralarında ciddi bir uyumsuzluk söz konusuydu. Ancak, tehlikeli bir düşmanla karşı karşıya olduklarını fark ettiklerinde, işbirliği yapmanın kaçınılmaz olduğunu kabul ettiler. Çakal’ın izini sürmek için bir araya gelen bu üçlü, her birinin sahip olduğu bilgi ve becerileri birleştirerek, düşmanlarına karşı daha güçlü bir duruş sergilemeye karar verdiler. Zamanla, aralarındaki güven bağı güçlenmeye başladı. Her biri, diğerinin yeteneklerine ve niyetlerine güvenerek, Çakal’ı yakalamak için stratejiler geliştirmeye koyuldular. Bu süreçte, geçmişteki düşmanlıklarını bir kenara bırakıp, ortak bir amaç uğruna birlikte hareket etmenin önemini kavradılar. Sonuç olarak, bu sıradışı ittifak, onları beklenmedik bir şekilde birbirine bağladı ve tehlikeli bir teröristi durdurma yolunda önemli bir adım attılar.

Los Angeles, son zamanlarda büyük bir karmaşanın pençesinde kıvranırken, Max adında bir taksici, yıllardır bu şehirde hayatını kazanarak yaşamaktadır. Max’in hayatı, bir gün arabasına bindiğinde Vincent adında sıradışı bir adamla karşılaşmasıyla tamamen değişecektir. Vincent, aslında bir kiralık katil olup, şehre kendisine verilen bir görevi yerine getirmek için gelmiştir ve bu süreçte Max’i rehin alarak ona şoförlük yaptırmaya karar verir. FBI, Vincent’ın izini sürmeye başladığında, Max kendisini tehlikeli bir kovalamacanın tam ortasında bulur. Artık sıradan bir taksici olmanın ötesine geçen Max, hayatta kalmak için zekasını ve cesaretini kullanmak zorundadır. Bu beklenmedik durum, Max’in hayatını altüst ederken, aynı zamanda onun karakterini de sınayacaktır.

Henüz 12 yaşında olan Mathilda, üvey ailesiyle birlikte yaşamaktadır. Babası, kısa bir süre önce tehlikeli bir suç baronuyla başını belaya sokmuş ve bu durum, Mathilda'nın evden kaçma arzusunu artırmıştır. Ancak, küçük erkek kardeşini geride bırakma düşüncesi onu durdurmaktadır. Bir gün alışverişe çıktığında, babasının borçlu olduğu suç baronu eve gelir ve tüm ailesini acımasızca öldürür. Bu trajik olayın ardından, Mathilda, aynı binada yaşayan Leon adındaki bir adamın evine sığınır. Leon’un gerçek mesleğini öğrendiğinde, kardeşinin intikamını almak için suç lordunun peşine düşmeye karar verir.