Peri Masalı Temalı Filmler

Valerie, iki erkek arasında kalmış genç ve güzel bir kadındır. Düşünceli bir yabancı olan Peter’a derin bir aşk beslemektedir; ancak ailesi, onun zengin Henry ile evlenmesini istemektedir. Valerie ve Peter, Valerie’nin ablasının köylerini çevreleyen karanlık ormanda dolaşan bir kurt adam tarafından öldürüldüğünü öğrendiklerinde, birlikte kaçma planları yapmaya başlarlar. Köy halkı, yıllardır bu canavarla barış içinde yaşamış ve ona her ay bir hayvan kurban etmiştir. Fakat kan kırmızısı bir ayın altında kurt adam bir insanın hayatını alınca, durum dramatik bir şekilde değişir. İntikam peşindeki köylüler, kurtu avlamak için ünlü kurt adam avcısı Peder Solomon’u çağırmaya karar verirler.

Buckeston Akademi Lisesi'nde, zengin ve kibirli bir genç olan Kyle Kingson, sınıf arkadaşlarına karşı sürekli olarak küçümseyici bir tutum sergilemektedir. Bir gün, okulun öğrenci temsilcisi seçildiğinde, "cadı" olarak bilinen Kendra'yı alay konusu yapmaya karar verir. Kendra'yı bir partiye davet eden Kyle, orada herkesin önünde onu küçük düşürmek için elinden geleni yapar. Ancak Kendra, Kyle’ın ruhunun çirkinliğini göz önünde bulundurarak ona bir lanet uygular. Kendra, Kyle’a bir yıl içinde kendisini seven birini bulamazsa, bu çirkin görünüşe sonsuza dek mahkum olacağını bildirir. Kyle’ın babası Rob Kingson, oğlunun yeni görünümüne karşı büyük bir şok yaşar ve onu çeşitli uzmanlara götürmeye çalışır; fakat doktorlar bu duruma bir çare bulamazlar.

İngiltere'nin huzurlu bir köyünün arkasında, sıradan bir duvarın ardında gizli bir geçit yer almaktadır. 1800'lü yıllarda, genç Tristan, köyün güzel kızı için aşkını kanıtlamak amacıyla bu geçidi keşfeder. Geçit, onu fantastik bir diyar olan Stormhold'a götürmektedir. Tristan, burada düşmüş bir yıldızı bulmayı hedefler; ancak bu yıldız, sıradan bir taş değil, büyüleyici bir genç kadın olan Yvaine'dir. Tristan, bu yolculukta yalnızca Yvaine'in peşinde olan Lamia'nın liderliğindeki kötü cadılarla karşılaşmaz; aynı zamanda Stormhold'un ölü kralının oğulları da tahtı ele geçirmek için Yvaine'in taşıdığı değerli mücevheri aramaktadır. Tristan, bu tehlikeli macerada, bir büyünün etkisi altında kalmış annesi ve gökyüzünde yaşayan, kadın kılığına girmiş bir hava korsanı tarafından desteklenir.

Penelope, genç bir kızın ilham verici serüvenini, gizemli bir aile sırrını ve aşkın gücünü gözler önüne seriyor. Zengin bir sosyete ailesinin kızı olarak dünyaya gelen Penelope Wilhern, ailesini etkisi altına alan bir lanetin pençesinde yaşamaktadır. Bu laneti ortadan kaldırmanın tek yolu, Penelope’nin "kendi türünden biriyle" gerçek aşkı bulmasıdır. Ailesi, onu korumak amacıyla malikanede gizli tutmakta ve laneti kırma çabaları sürekli başarısızlıkla sonuçlanmaktadır. Penelope, birçok talip ile tanışsa da, her biri onun zenginliği ve güzelliği karşısında büyülense de, laneti öğrendiklerinde onu terk etmektedirler. Penelope, ailesinin koruma çabalarına rağmen, kendi kimliğini bulma ve gerçek aşkı keşfetme arzusuyla doludur. Zamanla, dış dünyaya olan merakı artar ve bu merak, onu lanetin ardındaki gerçeği araştırmaya yönlendirir. Her yeni tanıştığı kişi, ona farklı bir bakış açısı sunarken, aynı zamanda kalbinde bir boşluk hissetmesine neden olur. Gerçek aşkı bulma umuduyla çıktığı bu yolculuk, onu hem içsel bir keşfe hem de dış dünyada cesur adımlar atmaya yönlendirir. Sonunda, Penelope’nin karşısına çıkan biri, onun içindeki güzelliği ve gerçek değerini görebilen birisi olur. Bu kişi, Penelope’nin lanetini anlamakla kalmaz, aynı zamanda ona gerçek aşkın ne demek olduğunu da gösterir. Aşkın gücü, Penelope’nin hayatında bir dönüm noktası yaratırken, aynı zamanda ailesinin üzerindeki lanetin de sona ermesini sağlar. Penelope’nin hikayesi, aşkın ve cesaretin, en karanlık sırları bile aydınlatabileceğini kanıtlar niteliktedir.

Bir zamanlar, zenginlik ve başarı dolu bir hayat süren bir tüccar, ardı ardına gelen başarısızlıklar ve iflaslarla yıkılmış bir halde, son bir umutla korkunç bir yaratığın büyülü şatosuna doğru yola çıkar. Şatodaki iğrenç efendi, tüccarı yemyeşil bahçesindeki güzel bir gülü koparmaya zorlar. Tüccar gülü kopardığında, altı çocuğa sahip olduğu ve şefkatli kızı Belle'in onun yerine geçmesi gerektiği ortaya çıkar. Belle, babasının hatalarının bedelini ödemek zorunda kalır ve perili malikâneye adım atar. Kalenin derinliklerinde korku ve gizem dolu bir yaşam başlar. Tiksinti, zamanla sevgiye dönüşmeye başlarken, Belle'in yüreğinde büyüyü bozacak bir aşk arayışı filizlenir. İkinci Dünya Savaşı'nın yıkıcı bombardımanları nedeniyle bir ailenin dört çocuğu, kasabalarını terk etmek zorunda kalır. Onlara yeni bir hayata başlamak için rehberlik eden bir kadın ve bir profesörle birlikte yola çıkarlar. Saklambaç oynarken, ailenin en küçük üyesi Lucy, saklanmak için bir gardırop bulur ve içine girer. Lucy, gardırobun içine tekrar tekrar girerek Narnia adında büyülü bir dünyayı keşfeder. İki kez içeri girdikten sonra, dört çocuk son kez birlikte Narnia'ya adım atarlar. Narnia'da kurtlarla savaşır, konuşan hayvanlarla tanışır ve kötü beyaz bir cadıyla yüzleşirler. Ayrıca, muhteşem bir aslan olan Aslan ile de tanışma fırsatı bulurlar. Hansel ve Gretel, aldatıcı bir şekilde davetkâr bir zencefilli ekmek evinde yaşadıkları korkunç deneyimden on beş yıl sonra, kırsal alanı cadılardan temizlemekle tanınmışlardır. Başarılarına rağmen, Kanlı Ay gecesinde gerçekleştirilecek eski bir büyülü törende kurban edilmek üzere yerel bir köyden çocukları kaçıran son derece güçlü bir cadının varlığı ortaya çıkar. Bu durum, Hansel ve Gretel’i benzersiz bir zorlukla karşı karşıya getirir. Kardeşler, zamana karşı yarışırken ve bu süreçte beklenmedik müttefikler edinirken, hem güçlerini hem de cesaretlerini sınamak zorunda kalır.

Longtrellis Krallığı'nda Kral ve Kraliçe, çocuk sahibi olma umudunu yitirmişlerdir. Bir gün, bir büyücü Kraliçe'ye, bir bakirenin hazırladığı deniz ejderhasının kalbini yemesi durumunda çocuk sahibi olabileceğini, ancak bunun bir canın bedeli olacağını söyler. Kral, deniz ejderhasını avlar, fakat aldığı yaralar nedeniyle hayatını kaybeder. Kraliçe, ejderhanın kalbini yedikten sonra, bir sonraki gün, saçları ejderha gibi beyaz olan Elias adında bir oğul dünyaya getirir. Aynı gece, aşçı kadın da Jonah adında bir erkek çocuk doğurur. Jonah ve Elias, birbirine çok benzeyen ve ayrılmaz dost olan iki çocuk olarak büyürler. Kötü büyücü Kraliçe Ravenna, küçük kız kardeşi Freya'nın henüz güçlerinin farkında olmadığını bilmektedir. Ancak Freya'nın başka bir yerde nişanlı olan asilzade Andrew ile yasak bir ilişki yaşadığını ve ondan hamile kaldığını öğrenir. Freya, bir kız çocuğu dünyaya getirdikten sonra, Andrew'un kendisiyle kaçma vaadinden döndüğünü ve kızını öldürdüğünü anlar. Keder ve öfkeyle dolup taşan Freya'nın kalbi donar ve bu aniden ortaya çıkan güçleri sayesinde buz elementini kontrol etme yeteneği kazanır. Freya, acısını dindirmek için Andrew'u öldürür ve güçlerinin derinliklerine dalar. Zamanla, Freya’nın kalbindeki buz, çevresindeki dünyayı da etkileyerek onu intikam peşinde koşan acımasız bir hükümdara dönüştürür.