Marvel’in sinema dünyasıyla buluşturduğu hem en uzun hem de en sürükleyici serilerinden biri olan X-Men; birbirinden farklı doğaüstü güçlere sahip olan Mutantların başından geçen aksiyon dolu olayları ele alıyor.
Bir çizgi romandan uyarlanmasına rağmen ilk gösterimini yaptığı 2000 yılında adeta son derece kaliteli bir bilim kurgu filmi olark izleyicilerinin karşısına çıkan X-Men, hiç şüphesiz ki izlemesi en sürükleyici olan serilerin başında gelmektedir. Bunun en büyük nedenleri ise hem X-Men evreninin içerisinde bulunduğu karakterlerin çeşitliliği hem de her bir filmin sahip olduğu sürükleyici senaryolardır.
X-Men isimli ilk filminin ardından belirli aralıklarla bazıları tek bir karakter için olan, bazıları da X-Men’lerin başından geçen olayları konu alan tam sekiz sinema filmi daha beyazperdeyle buluşmuştur. Profesör X adı verilen elit bir mutantın kurmuş olduğu akademiden adını alan X-Men’ler iyi mutantlar olduğu gibi onların karşısında duran bazı kötü mutantlar da bulunmaktadır.
Filmlerin senaryosu, karakterlerin çeşitliliği ve oyuncu kadrosunun genişliğinin bir araya gelmesiyle birlikte her biri birbirinden kaliteli olan tam 9 filmi beyazperdeyle buluşturan X-Men serisi; bazıları için en iyisi, bazıları için ise hiç şüphesiz ki en iyilerden birisidir. Çünkü bu yapımlar, her filminde izleyicilerine ayrı bir heyecan yaşatmayı başarmaktadır.
Her biri dünyaya genlerinde bulunan birbirinden farklı mutant bileşenleriyle gelen X-Men’ler, her ne kadar başlarda yollarını kaybetmiş olsalar da; yine onlardan biri olan Profesör Charles Xavier her bir mutantı X-Men adını verdiği akademisinin altında toplamayı başarmıştır. Bir yandan onlara yeteneklerini nasıl kullanabileceklerini öğreten, diğer yandan da her zaman bu yeteneklerini iyiliğe kullanmalarını söyleyen Xavier; X-Men’lerin varlığının da büyük bir tehdit altında olduğunun farkındadır. Çünkü insanlar, hiçbir zaman bu mutantları kendilerinden biriymiş gibi kabul edemeyecektir.
Kendisini dost olarak bildiği William Stryker’ın aslında mutantları yok etme planlarının olduğunu öğrenen Profesör Xavier, eski dostunu engelleyebilmek adına hem X-Men’lerin; hem de yakın dostu Magneto’un yardımına ihtiyaç duyacaktır. William Stryker’in mutantların güçlerini ortadan kaldırma planlarını engelleyebilmek adına Wolverine, Storm, Cyclops, Mystique ve Jean Grey gibi mutantları bir araya getiren Profesör X için bu mücadele hiç de kolay olmayacaktır. Çünkü birbirlerini küçüklüklerinden beri tanıyan ve birbirlerinin en eskiden yakın dostu olan Profesör X ile Magneto’un düşünceleri, kısa süre sonra büyük bir çatışma yaşayacaktır.
Mutantlar için yeni bir tedavi bulunmasıyla birlikte isteyen herkes, yeteneklerinden vazgeçerek hayatlarına normal bir insan olarak devam edebilecektir. Ancak bu tedavi, bir süre önce Mutantlar’ın insanlardan üstün varlıklar olduğunu düşünen Magneto ile herkesin kendi tercih hakkı olduğunu düşünen Profesör X’in arasını fazlasıyla açmıştır. Bunun ardından Magneto, kendi kötü mutantlarını toplayarak bu tedaviyi yok etmeye çalışırken; Profesör X ise eski dostuna engel olmaya çalışacaktır. Ancak ikilinin bu anlaşmazlığı, kısa süre sonra Mutantlar’ın görüp görebileceği en büyük savaşa dönüşecektir.
Henüz dünyada Mutantlar’ın varlığı bilinmemekteyken, Charles Xavier ve Erik Lensherr; yeni güçlerine yavaş yavaş alışmaya çalışan iki genç dosttur. Gelecekte en güçlü mutantlardan olacak, Profesör X ve Magneto adını alacak bu iki arkadaş; her ne kadar gelecekte birbirlerinin en büyük düşmanları olacak olsalar da; şimdiler de ortak çalışmaktadır. Dünyada kendileri gibi olan sayılı mutantlarla işbirliği yapan Xavier ve Lensherr, her ne kadar dünyayı yüzleştiği tehlikelerden kurtarmaya çalışsalr da; günün birinde yaşadıkları bir fikir ayrılığı, yollarının da ayrılmasına neden olacaktır.
Mutant soyu tükenme tehdidiyle karşı karşıyayken, tek çare zamanda yolculuk yapabilmektir. Gelecekteki mutantların kamplara hapsedildiğini, Sentinel’ler tarafından avlandığını gören ve bu nedenle nesillerinin tükenme tehdidiyle karşı karşıya gelen Charles Xavier, bu durum karşısında eski dostu ve ezeli düşmanı Magneto’un yardımını ister. Sentinel’lerin yarattığı bu tehdidin ortadan kaldırılabilmesi için zamanda yolculuk yapmaları gereken Mutantlar, bu görev için ölümsüzlüğe sahip olan Wolverine’i seçer. Geçmişe giderek Sentinel’leri henüz yapım aşamasındayken yok etmesi gereken Wolverine, bu zorlu görevin üstesinden gelebilecek midir?
Günün birinde ölümsüz ve yenilmez mutant Apocalypse’nin binlerce yıllık uykusundan uyanmasıyla birlikte bu mutant Tanrı, dünyanın büyük çoğunluğunda varolan insanları ortadan kaldırıp; yerine dünyaya sadece mutantların hüküm sürmesine karar verir. Bunun ardından başta Magneto olmak üzere kendisine birbirinden güçlü mutantlardan oluşan bir takım kuran Apocalypse, dünyayı ele geçirme yolunda önüne kim çıkarsa yok etmeye hazırdır. Bu sırada eski mutantlardan sadece Mystique’den yardım alabilen Profesör X, genç bir mutan takımıyla Apocalypse’nin bu planına engel olmaya çalışacaktır.
Günün birinde karanlık bir güç tarafından aldığı bir darbeyle birlikte öleceğini hisseden ancak kısa süre sonra aldığı bu darbe sayesinde daha da fazla güçlendiğini fark eden Jean, sahip olduğu bu gücün yanısıra aynı zamanda fazlasıyla tehlikeli bir hal almıştır. Bir yandan içerisindeki sınırsız güçle mücadele etmeye çalışan ancak bu süreçte en yakınlarına bile zarar veren Jean, X-Men’lerin bile ayrılmasına neden olmuştur. Profesör X ve X-Men’lerin yapması gereken ise yeniden Jean ile birlik olmak ve dünyayı kurtarmak olacaktır.
